Başlıklar
İnterrail Kaç Kişi Yapılır? Kimle Gidilir
Interaail’e Kimle Çıkılır, Kimle Gidilmez, Kız Kıza Yalnız Başına, Sevgiliyle
Interrail’e kimle gidileceği, kiminle interraile gidilmeyeceği, sevgiliyle interrail yapılması, kız kıza Avrupa’ya gitmek, interrail arkadaşı aramak gibi grup soruları cevaplamadan önce yaygın bir deyişi paylaşalım; “Birisi en güzel seyahatte tanınır.” Bizce de doğru bir söyleyiş olmakla beraber, sıradan bir seyahate değil, birini tanıma riski alamayacağınız bir maceraya çıkıyorsunuz. Sınırları belli olan üç günlük bir tura gitseniz neyse de, çoğu şeyine o anda karar verilen, her soruna sırt sırta vererek çözüm aranılan, her saniyesi ve tüm keyfi birlikte paylaşılan bir serüvene katılıyorsunuz. O yüzden kaç kişi olmaktan ziyade doğru kişi veya kişilerle olmak önemli.
TEK BAŞINA İNTERRAİL – GRUPLA İNTERRAİL
Elimizden geldiğince objektif olduğumuzu da belirterek son söylenecek sözü başta söyleyeyim; tek kişidense iki kişi veya grup olmak daha iyi. Ancak doğru kişi yoksa da varsın tek olalım… İki ya da üç kişi bu işin ideali sanırız. Yakalayabildiğimiz avantajlara gelirsek.
En sevdiğiniz kişi, en doğru kişi değildir: Bunu unutmayın, çünkü gerçekten farklı bir şeye gidiyorsunuz. Yolda tanıştığımız Türk arkadaşların arasında ciddi sorunlar çıktı ve yolun ortasında ayrıldılar. Fena kavgaları ve can sıkıntıları bir yana, daha sonra bir diğerini tüm seyahat yalnız kalacak olma pahasına bıraktılar… Yaşadığımız sorunlardan da, giden diğer arkadaşlarımızdan da biliyoruz ki, ‘yoldaş’ çok önemli. Ne mutlu ki biz doğru bir ikiliydik hiç ciddi problem yaşamadık. Elbette ufak tartışmalarımız ya da sıkıntılarımız, mutlak ki fedakarlıklarımız oldu ancak doğru kişi ya da kişilerle gitmek işin tadına tat katıyor, yükü hafifletiyor.
Tek başına interrailde özgürlüğünüz kat be kat artar. Bir başkasıyla ya da grupla, ortak bir paydada buluşmak için fedakarlıklarda bulunursunuz. (Evet buna hayat deniyor.) Yalnızsanız beğenilerinize göre gezer ve yaşarsınız. Grupsanız ortak beğenileriniz olan biri ya da birileriyle değilseniz sorunlar çıkabilir. En kötü ukdeleriniz artabilir. Mutlaka ortak payda olması önemli. Ayrıca yalnızken iç yolculuğunuzu da daha rahat yapabilirsiniz. Derinlerde kendinizi dinlersiniz. Fakat kalabalıkken de saygılı bir grupla yalnız kalma şansı vardır.
Tek başına interrail biraz daha pahalıya gelir. İki,üç kişi ya da daha kalabalıkken, yemekten, eşyalara, otelde özel odadan, aktivitelere kadar birçok masraf kalemi daha ekonomik olur. Birçok sabit masraf bölünür. Çantanız yüzünden büyük boy bir dolap tutmak zorundasınız oysa ki o dolaba genelde iki çanta da sığar aynı paraya. Kutu içecek yerine litrelik alırsınız hem daha ucuza gelir hem daha çok olur. Çamaşır makineleri üç ‘backpacker’ı sırtlayacak büyüklüktedir v.s. v.s.
2 kişiden daha kalabalıksanız, konaklama ve tren rezervasyon problemleriniz olabilir. Sık olmayacak olsa da geç saatlerde rezervasyonsuz varılan bir şehirde 4 kişilik boş yatağı olan bir oda bulmak ya da kalkış saatine yakın bir saatte trende çoklu koltuk rezervasyonu yapmak zor olabilir. Ancak elin adamını bulamayacağınız özel bir otel odası ya da pansiyon adam başına daha ucuza gelir.
İnterrailde Grup olmak, tek kişi olmaktan daha güvenlidir. Her konuda sırt verecek bir iki kişi olur. Tuvalete giderken eşya emanet etmekten, bir yerde uyurken nöbet usulüne, tekin olmayan bazı gecelerde sokaklardan, altı kişilik kompartımanda savunmasızca sızdığınız anlara…
Aile ve gezgin yanı konaklamalarda tek olmak daha avantajlıdır. Interrail’de konaklama bölümünde göreceğiniz yöntemlerden couchsurfing gibi yollar genelde tek kişi kabul ediyorlar. Çift kişi kabul edebilenleri de bulunuyor ama tek olmak daha kolay yer bulmak demektir.
Kalabalık interrail grubu daha az yorar. Günlük çantayı ortak yaparsınız, tek tek taşınır. Garlarda biriniz gişeye biriniz bilet makinesine gider. Markette bir reyon birinin, diğeri birinin ışık hızında alışveriş çözülür. Birinizin anlamadığı bir şeyde akıl akıldan üstündür, kafa daha az yorulur.
Tekseniz, bazen işinize gelmese de daha çok sosyalleşmek zorunda kalırsınız. Mekan ve şehir sayısı kadar insanla da tanışmak zorunda hissedersiniz kendinizi. Çünkü yalnız bir şeyler yapmaktan ya da akşamları direkt yatmaktansa sosyal hayvan olduğumuzu hatırlamak daha doğru. Oysa ki arkadaşınızlaysanız kimseye ekstra ihtiyacınız olmaz. Aynı zamanda kültür turunda olduğunuz için sosyalleşirsiniz zaten ancak bu bir zorunluluk değil, keyif olur. Sosyalleşmek çok kolay, herkes çok açık zaten. Sıcak bir gülümseme işi çok kolaylaştırıyor fakat kalabalıksanız daha kendinize güvenirsiniz. Kültür şoklarına, ne kadar hakim olursanız olun bazen dil problemlerine, masum da olsa ülkemizle ilgili can sıkıcı sorularına karşı veya muhabbetin konusuyla ilgili bilmediklerinizde daha güçlü olursunuz. Tekseniz çok daha fazla insanla tanışırsınız.
En önemlisi, biriyleyseniz paylaşırsınız. Maddi olarak bir lokmayı, bir çorbayı geçiniz de, yorgunluğunuzu, gördüklerinizi, mutluluğunuzu… Bir binaya “vay” derken, bir duruma “oha” çekerken onu, o anda paylaşmanın tadı tartışılmaz. Hem canınız sıkıldığında, bir aksilik başa geldiğinde, yorulduğunuzda bir diğeriniz gaza getirir. Döndüğünüzde fotoğraflarda ‘burası neresiydi ya?’, ‘bu kim’ sorularına ek olarak onu biliyorum, tanıyorum der daha sonra bakanlar.
KIZ BAŞINA(!) YA DA KIZ KIZA İNTERRAİL
Maalesef başta çılgınca geliyor. Bizden bir kızın veya bir grup bacımızın(!) sırtında çantaları gurbet ülkelerde bi’ başlarına bir ay geçirmeleri… Hiç korkmayın, komşu teyzenin laflarını dinlemeyin, annenize babanıza işi iyi anlatın. Elbette Paris Eyfel’den, Roma Kolezyum’dan ibaret değil fakat, doğu ülkelerinde olabilecek ufak tefek sorunlardan ziyade ekstra bir problem sizi beklemiyor. Tek başına ya da grup olarak çıkmadaki sorunlar neyse, kız başına olanlar da o kadar! Sizin ve ailenizin malum en büyük korkusuna yoğunlaşırsak; rehberin başka yerinde de geçiyor, kumsallarda çokça insan üstsüz güneşleniyor, sokaklarda, kamplarda gecenin üçünde yarı çıplak kızlar rahatlıkla dolanabiliyor, saat sabah beşte şehrin göbeğindeki bir otobüs durağında bir anne çocuğunu gayet açık bir şekilde emzirebiliyor, hostel odalarında yüzlerce kişi birlikte yatıyor, sizinle mi uğraşacaklar?!? Sert başlamak gerekirse malum çekinceyi söyleyelim, kimse size tecavüz etmeyecek!!! En fazla normal sulanmalar, flört teklifleri ya da iki üç tane İngiliz’in (tüm hıncımızı çıkaralım yavaş yavaş) sarhoş olup laf atma ihtimalleri var. Bir de unutmayın siz Türkiye’de yaşıyorsunuz, bunlara muhtemelen -ve maalesef- alışıksınız. Cinsel ayrımcılık yapmayın, eşitliği tam yaşayacağınız yerlerdesiniz; bir erkeğin başına ne gelecekse, sizinkine de o gelebilir. Hırsızlığa falan belki biraz daha açık olabilirsiniz, ama onun riski de hepimizin cebinde. Roma’da iki Türk kızı, Hendaye’de de üçlü bir Türk kız grupla kısa sohbet şansımız oldu. Daha önce ‘kız başına’ çıkan iki arkadaş grubumuz da var. Birçok yazı ve anı da okuduk. Hepimiz hemfikiriz. Rahat olun… Önünüzdeki tek engel kendi korkularınızdan ziyade çevrenizin ön yargısı… Haydi görelim sizi Anadolu kızları !!!
SEVGİLİYLE İNTERRAİL
İnterrail, Ekşisözlük’te çok yıllar önce yazılmış bir yazıda, “Sefertasıyla restorana gitmektir” diyor. Bu espri güzel de, interrail pek öyle bir şey değil. Elbet, ufak kaçamaklar için çok fırsatınız oluyor ama bunu kovalayacaksanız, birçok güzel şeyi kaçırmanız şart. Ortam var, ancak uğraşırsanız bir sürü zamanınız gider, bizce değmez. Gitmeden önce de, döndüğümüzde de en çok bu konu ile ilgili soruyla muhatap olmak üzgünüm çevremizin kalitesizliğinden değil, hâlâ “Ohoooo, gavur toplum bu” mantığından.
Sadede dönersek, sevişmeye gidiyorsanız siz bilirsiniz tabii ancak nihai amacınız buysa; interraile değil de normal bir Avrupa tatiline çıkın. Farklı bir yönden yaklaşalım. Aşk adamı olarak (off, yazar burada iddialı girdi) bu olağanüstü serüveni sevgiliyle yaşamayı tabii ki isterdik. Venedik’in kanalları, Avusturya’nın uçsuz bucaksınız yeşili, romantizmin başkenti Paris, ya da kamp çadırları belki daha farklı olurdu o zaman… Fakat ömür boyu bunu yaşayacaksınız. Birçok insan sevgilisiyle yaptığı bir şeyi ileride ayrıldıklarından dolayı doğru dürüst anlatamaz. Çocuklarınıza interraili önerir ve anlatırken, o günkü eşinizin tavrı dikkatinizde olsun… (Ayrılmayın sevgilinizden bu arada, en kötüyü söyledik diye) Ayrıca erkek yolcu adayları için konuşursak, saçma korumacı tavrınız ne kadardır bilinmez ama bu ülkenin vatandaşıysanız, gereksiz çekinceler ve dikkatle günlerinizi zehir edebilirsiniz. Kadın gezginlere de kıskançlık problemini hatırlatalım.
İşin özü; mükemmel bir deneyim olabilir ancak tümüyle ilişkinizin boyutuna bağlı. Birlikte gidip de, bizi kıskandıran müthiş neşeli çiftler, yalnız kaldıklarında farklı konuşup kıs kıs güldürüyorlar, bu da yaman bir çelişki. Çekinceler çoksa yol yakınken birbirinizi kırmadan bir çözüm bulun. Çekinceler azsa, inanılmaz bir üç dört haftaya merhaba!
ÖZET
Tüm başlık özetle “tercih meselesi.” Son cümleyi koymayacağız. Kendimizce fark ettiğimiz, diğer yoldaşlarla konuştuğumuz artılar eksiler bunlar. Yolculuğunuz her zaman olduğu gibi seçimlerinize ve düşlerinize göre şekillenecek…
Yalnızsanız kendinize mukayyet olun, kalabalıksanız birbirinize iyi bakın. Tadını çıkarın.
Yorumlar