Sivas, Doğu Anadolu’nun Erzurum ile beraber en büyük şehri. Ülkemizin yüz ölçümü bakımından en büyük yerlerden biri. Sivas sert ve karasal iklime sahiptir. İstanbul’dan Sivas Nuri Demirağ havalimanına her gün karşılıklı seferler ile ulaşabilirsiniz. Şehrin Roma döneminde ki ismi ise “Sebasteia”. Şehir Anadolu Selçuklu döneminin izlerini fazlasıyla taşımakta. Sivas Cumhuriyetimizin kuruluşunda önemli bir yere sahip olduğu için ülkemizdeki konumu çok büyüktür. Şehir aynı zamanda kaplıcaları ve kangal köpeği ile meşhur. Yiğidoların bu güzel şehrine yolum video çekimlerim sebebiyle düştü. 2 günlük zamanında mümkün olduğunca şehri tanımaya çalıştım.
Başlıklar
Gürün Şuğul Vadisi
Şuhul vadisi şehrin en güzel doğal alanlarından. İçerisinde bulunan kanyonda yürümenizi tavsiye ederim.
Gemerek Sızır Şelalesi
Şehirden 130 kilometre uzaklıktaki Sızır şelalesi şehrin görülmesi gereken doğal güzelliklerinden. Şelale Sivas’ın Gemerek ilçesinde bulunmaktadır.
Koyunkaya Mesire Yeri
Sivas’ın İmranlı bölgesinde tespit edilen Koyunkaya Mesire Yeri, cennetten tek parça sunuyor her gelen misafirine. Ulaşımı tek zor olsa da bu bölgeyi görüldüğü anda buna değdiğini hissedeceksiniz. İmranlı bölgesine yanlızca 12 kilometre mesafede olsa da zorlu tek yola sahiptir. Içerisinde sakladığı tabii güzellikleri yanlızca yol vaziyetine dayanabilenlere gösterir. Koyunkaya Mesire Yeri, yol süresince size papatyalarla dolu yeşillikler, dereler, çağlayanlar ve kayaların içinden çıkan sular gösterecek. Bu bölgeyi keşfetme arzuladığı henüz ilk adımda başlar.
Eğriçimen Yaylası
Koyulhisar bölgesine 20 kilometre uzaklıktaki yayla, doğanın en güzel hediyelerin biri. Yeşilin her tonu, sıra sıra dizilmiş yayla haneleri ve onu ziyarete gelen turistler… Bütün güzelliğini cömertçe gözler önüne seren Eğriçimen Yaylası, dağ turizmi için epey önemlidir. Yaylada alabalık tutabilir ve ilkbaharın en güzel renklerine tanık olabilirsiniz. Gerçekte dört mevsim değişik renklere bürünür Eğriçimen Yaylası.
Tödürge Gölü
Demiryurt Gölü şeklinde de malum Tödürge Gölü, Sivas’ın gezilecek yerleri arasındadır. Sivas-Erzurum karayolunun 50 kilometre ardından karşınıza gelecek olan Tödürge Gölü, bilhassa Sivas Cumhuriyet Üniversitesi’nin tertip ettiği su sporlarıyla şenlenir. Şenliğe halkta eklenir ve muhtelif eğlencelerle her sene güzel saatler geçirilir. Gölün kenarında tek gazino bulunmaktadır. Gölde kayık gezintileri yapılabilmektedir. Bu arada burası bölgenin en iyi mesire yerlerinden biridir.
Hafik Gölü
İç Anadolu’nun değerli şehirleri arasındaki Sivas; Hafik Gölü’yle ve etrafıyla sene içinde çoğu ziyaretçisini ağırlar. Koçhisar Gölü şeklinde de malum Hafik Gölü’nde çoğu balık türü vardır. Bu noktaya geldiğinizde serbest olta balıkçılığı yapabilirsiniz. Bu arada gölün etrafında çoğu kuruluş bulunuyor. Tesislerden bir tanesi de belediyeye bağımlı olan Göl Gazinosu’dur. Gazino ardından kalifiye kuruluşlar doğrulusunda alınmıştır.
Taşhan
Subaşı han ile beraber şehirde keyifli anlar geçirebileceğiniz diğer handır.
Kent meydanı ve Kale Cami
Şehrin bence en keyifli yeri diyebilirim. Bir çok yapının bir arada olduğu insanların vakit geçirdiği bu alan şehre gelen ziyaretçilerin ilk buluştuğu yer. Meydan etrafında, Çifte Minareli Medrese, Sivas Kongre Merkezi gibi tarihi alanlar bulunmakta
Ulucami
Türkiye’de bir çok şehirde aynı ismi taşıyan bir çok cami taşımakta, Bursa, Erzurum, Sivas Şanlıurfa bunlardan sadece bir kaçı. Sivas Ulucami ise bu gezdiğim gördüğüm şehirlerde ki Ulucamilerin arasında bence mimari açıdan en değerli olanları. Anadolu Selçuklu Devleti Sultanı Kutbeddin Melikşah tarafından yaptırılmış.
Çifte Minareli Medrese
Gördüğümde her ne kadar etkilensem de kapısından içerisine girdiğimde karşılaştığım manzara beni hayal kırıklığına uğrattı. Neden mi içini bildiğiniz tenteli masalı bir kafe oluşturmuşlar. Yok arkadaş biz tarih düşmanıyız dediğimde kızıyorlar bana kızmayın ya. İçine etmekte üstümüze yok.. 1271 yılında İlhanlılar tarafından yapılan Medresenin süslemeli taç kapısı ile tuğla ve çini örgülü iki minaresi ise dikkat çekmekte.
Buruciye (Şifaiye) Medresesi
Ah ahh şu Sivas’ta beni hayal kırıklığına uğratan 2 yerden birisi oldu Şifaiye Medresesi. Girişindeki eşi benzeri olmayan Anadolu Selçuklu motiflerinin insanı kendine hayran bırakmasına rağmen içeri girdiğinizde her tarafında tente ve kafelerin oluşturulması gezmeye bırakın fotoğraf çekilecek alanın bile olmaması çok acı. İçerisinde türbe bulunan medrese 1271 yılında Anadolu Selçuklu Sultanlarından III. Gıyasettin Keyhüsrev tarafından yaptırılmış.
Sivas Kongre Medresesi
Mustafa Kemal Atatürk ve Heyet-i Temsiliyenin 1919 yılında Milli Mücadele Karargahı olarak kullandıkları bu önemli bina tarihimizde büyük bir öneme sahip. Şehrin simgelerinden olan bu binayı mutlaka ziyaret etmelisiniz.
Divriği Ulucami ve Darüşşifası
Ülkemizde görülmesi gereken en güzel tarihi yapılardan birisi. Mutlaka görmenizi isterim, Darüşşifanın dışarısındaki taş işçiliği ise nefesleri kesmektedir. Günümüze ulaşan bölümü ise Anadolu’nun en büyük Darüşşifası olma özelliğini taşımaktaymış.
Gök Medrese
Gök Medrese caddesinde bulunan Gök Medrese 1271 yılında III. Gıyasettin Keyhüsrev döneminde yaptırılmış. Türk mimarisinin ve taş süslemeleri örneğini görebileceğiniz tarihi eser sizlerinde dikkatini çekecektir.
Şubaşı han
Şehre geldiğinizde soluklanacağınız yöresel ürünler alabileceğiniz keyifli bir han. Şehirde Taşhan ile birlikte gidilebilecek hanlardan biridir.
Sivas’a gelmişken benim çok çok beğendiğim Peskütan çorbasını ve Sivas köftesini mutlaka denemenizi öneririm, ben çok sevdim. Ayrıca şehirden ayrılmadan hediye olarak Sivas bıçağı, Sivas kemik tarağını alabilirsiniz. 2 günlük bir gezi bu şehir için bence ideal.
Yorumlar