Hatay’da Gezilecek Yerler

HATAY’DA GÖRÜLECEK YERLER

Kardeşlik ve barış şehri Hatay tabii ki tarihi ve doğal zenginlikleri ile birçok alternatif sunuyor. Hatay Gezi Rehberi‘mizin bu bölümü Antakya’da gezilecek yerler ve il merkezi haricinde görülecek yerler olarak ikiye ayrılıyor. Mesafeler birbirine yakın olsa da Hatay ana sayfada belirttiğimiz gibi toplu ulaşım çok başarılı olmadığı için hususi veya kiralık araç önerimizi yineleyelim.

Hatay’da gezilecek yerler il merkezi ve civar ilçeler olarak ayrılmakta. Bu ayrılık mesafelerin kısa olması sebebiyle bütünlük içinde bir program olarak da nitelendirilebilir. Hatay Seyahat Rehberi‘nin rota sıralaması olarak sayınız.

ANTAKYA’DA GÖRÜLECEK YERLER

Hatay Arkeoloji Müzesi: Çocukluk ziyaretimizde görmüştük, ancak 2014 ziyaretinde taşınmasına denk geldik ve çok küçük bir kısmını görebildik. Eskiden şehrin tam ortasında bulunan müze, Hatay bölgesinin arkeolojik kalıntılarını yeni modern binasında sergiliyor ve şehrin en önemli turistik değerlerinden biri. Muazzam eserleri, kalıntıları ve birçok küçük tarihi parçayı görebileceğiniz müze Kültür Bakanlığı’na bağlı olarak hizmet vermekte. Giriş ücreti sivil 10 TL olup, müze kart geçerlidir ve kartınız yoksa Hatay’da çıkarabileceğiniz yegane noktadır.

Saint Pier Kilisesi: Dünya’nın ilk kiliselerinden sayılan St. Pierre Kilisesi aynı zamanda Dünya’nın ilk katolik kilisesi. Öyle kilise deyince gözünüzde çok büyütüp, aşırı bir beklentiye girmeden, bu küçük mağaranın manevi ve tarihi değerinin bilinciyle yapılacak bir ziyaret keyif verecektir. Sivil giriş ücreti 10 TL olup, Müze Kart geçerlidir.

Hatay Uzun Çarşı: Geleneksel şehir çarşılarının önemli tarihi bir örneği olup şehrin merkezindedir. Özellikle  yenir yazımızda belirttiğimiz birkaç lezzet durağı da burada bulunur.

Hatay Ulu Cami: İnşasından bugüne sağlam kalmış olması nedeniyle Hatay’da inşa edilen ilk cami sayılmaktadır. 16. yy.’ın başlarında Selçuklu tarzıyla inşa edilmiştir. 1872 Büyük Hatay Depremi’nden sonra önemli oranda tadilat geçirmiştir.

Habib-i Neccar Camii: Anadolu’da yapılan ilk cami özelliği taşıyan yapı, Roma dönemine ait bir pagan tapınağın üzerine inşa edilmiştir.Osmanlı dönemi eseri olarak kültürel miraslarımızdan olan Habib-i Neccar Camiii’nin arsasında İsa’nın havarilerinden Yunus (Yuhanna) ve Yahya (Pavlos) ile onlara ilk inanan ve ilk şehit edilen kişi olan Antakyalı Habib-i Neccar’ın türbesi de yer alır. MS 636’da Halife Hz. Ömer’in komutanları tarafından fethedilip islamlaştırılan Hatay’a dini sembol olarak inşa edilen ilk camii olup, 1098’de Haçlıların fethi sırasında yıkılmış, 8 Mayıs 1268’de Mısır Türk Devleti komutanı Melik Zahir Baybars tarafından Antakya Prensliği’nin fethedilmesi ile tekrar inşa edildi. Tarih boyu da defalarca depremler v.s. sebepleriyle yenilenmiş olan bu küçük cami, külliyesi ile birlikte ciddi bir tarihi semboldür.

Asi Nehri Kıyıları: Antakya ile merkezini ortadan ikiye yaran, Çukurova’nın nehirlerinden Asi’nin etrafı belediye tarafından dinlence alanı olarak hizmete açılmış. Banklarda oturup mevsimine göre salep yudumlanabileceği gibi, hangi mevsim olursa olsun bol bol yenen yemeklerin sindirilmesi ve ‘boş boş takılmak’ için de uygun bir alan.

Aziz Pavlus Ortodoks Kilisesi (Aziz Piyer ve Aziz Paul Kilisesi): Hürriyet Caddesi üzerindeki kilise, ülkemizin en şirin ve en küçük kiliselerinden biri. 1860’da yapımına başlanan yapı 1872 büyük Hatay Depremi’nde inşaat halindeyken yıkılmış, tekrar yapılarak 1900’de ibarete açılmıştır. Günümüzde de hâlâ faaldir.

Antakya Havrası: 1700’lü yıllarda yapıldığı tahmin edilen Havra, Hatay’daki Musevi Cemaatin en önemli yapılarındandır. İçinde 500 yıllık bir tevratın da bulunduğu havrada özel bayram ve dini günlerde ayinler düzenlenmektedir.

ANTAKYA MERKEZ DIŞINDA HATAY’DA GÖRÜLECEK YERLER

St Simon Manastırı: Samandağ yolu üzerinde MS 6 yy.’da yapılmış manastırın günümüzde kalıntıları ayaktadır. St. Simone’nin bir sütun üzerinde 40 yıl yaşaması üzerine ün salmış olan kalıntılar görülmeye değerdir.

Titus Kaya Tüneli ve Titus Mezarlıkları (Çevlik): Samandağ’ın 5 km kuzeyinde M.Ö. 300 yıllarından kalma antik kent, ülkemizin önemli tarihi miraslarındandır. Dağın bitiminde derelerin ağzındaki tarihi iç limanın, taşkınlardan korunması amacıyla İmpataror Vespasianus tarafından bir tünel açtırılmış. 1380 metrelik yolun 130 metresi tam tünel, kalanı ise açık kanal şeklindedir ve günümüze korunarak taşınmıştır. 1,5 – 2 saatlik bir zaman diliminde gezilecek bölgede tarihi kaya mezarları yer almakta ve ziyarete açıktır. Giriş ücreti sivil 8 TL olup (2014), Kültür Bakanlığı Müze Kart kullanımına dahildir. (Müze Kartınız yoksa burada çıkarılamaz, Hatay Arkeoloji Müzesi’nden çıkarmalısınız)

Hıdırbey Musa Ağacı: Samandağ’a 6 km. mesafedeki Hıdırbey Köyü’nde yer alır ve Hatay’daki önemli ziyaret noktalarındandır. Geleneksel Hatay efsanelerinden önemli birine hikaye sahipliği yapan Musa Ağacı’nın hikayesi şöyle: Hz Hızır ile Hz. Musa’nın Samandağ buluşmasından sonra Hz. Musa, Musa Dağı’na çıkmak üzere yola koyulur. Bu bölgeye geldiğinde su içmek için bastonunu yere sapladıktan sonra, dereye su içmeye gider. Su içip geldiğinde, diktiği bastonunun bir çınar filizi haline geldiğini ve aniden yeşerdiğini görür… Ama efsaneyle, ama gerçekle bu tarihi ağaç ciddi bir doğal değer olup, etrafındaki turistik yerlerle kesinlikle gelinip bir çay içilesi nokta. DSİ’nin dere ıslah çalışmaları sırasında ciddi bir bölümü dolgu toprak altında kalan bu dev ağaç şuan Kültür Varlıkları’nı koruma kurulu tarafından anıt ağaç olarak korunmaktadır.

Vakıflı Köyü: Başlı başına bir sayfayı hak ediyor. Türkiye’nin son Ermeni Köyü’nün hikayesi ve ziyaretimizden anılar için, aşağıdaki foto bannerı tıklayalım.

Vakıflı Ermeni Kilisesi: Eski bir ipek fabrikasının üzerine inşa edilmiş, günümüzde de kullanılan bu güzel kilise.

İskenderun, Aziz Nikola Ortodoks Kilisesi: 1870 yılında inşa edilmiş kilise, iskenderun Şehit Pamir Caddesi’nde çok değerli tabloları ve işlemeleriyle günümüzde ibadete ve ziyarete açıktır.

İskenderun İtalyan Katolik Latin  Kilisesi:  1600’lü yılların başında Kapuçin Rahipleri tarafından açılan kilise, 1888 yılında ciddi bir restorasyon geçirmiş olup, her günü ayin yapılmakta ve ziyaretçi kabul etmektedir.

Harbiye Defne Koruluğu (Defne): Antakya il merkezine 7 km. mesafedeki ören yeri, doğal güzelliği, yeşillikleri ve şelaleleri ile öne çıkan keyifli bir bölge. Günümüzde görülebilir hiçbir yapının kalmadığı antik kentin hikayesi de çok güzel. Efsaneye göre Zeus’un oğlu Apollon (Işık tanrısı) güzeller güzeli Daphne’ye (Defne) aşık olur, ırmak kenarında gördüğü kızı kovalar. Kaçamayacağı belli olan kız “Ey toprak, beni ört ve sakla” diye yakarınca ağaca dönüşür. Olaydan sonra da antik dönemde defne dalları bir ödül olarak kullanılır.

Harbiye Şelaleler: Efsanenin devamında Daphne’nin (Defne’nin) göz yaşları Harbiye Şelalelerini oluşturur. Artık nasıl ağlamışsa, tel tel küçüklü küçüklü sular dökülüyor bölgede. Tarihi hikayeden bağımsız, günümüzde de bu şelaleler efsanevi güzellikte konuklarına dinlence, piknik, eğlence, Hatay gastronomi turu ve huzur vadeder.

Bakras Kalesi: İskenderun yolu üzerinde Ötençay Köyü’nde (Bakras) bulunan kalıntıların Antakya merkeze mesafesi 33 km. civarlarındadır. Ammuri Kralı Dakianus’ın bu bölgede at binen eşinin, attan düşüp ölmesi üzerine inşa ettiği söylenir. Tarih boyunca çok kez el değiştirmiş kalenin ciddi bir kısmı günümüze yetişememiştir.

Sokullu Kervansarayı: Yakacık (Payas) ilçesi Dörtyol mekindeki Kervanrasay Mimar Sinan’ın eserlerinden olup günümüzde kapalıdır. Sadece yaz aylarında film gösterimleri ve çeşitli etkinliklere ev sahipliği yaptığında açılan kervansaray, diğer mevsimlerde yol üstü fotoğraf duraklarındandır.

Hatay Demirköprü: Asi Nehri üzerinde, Antakya ile Reyhanlı arasında Ortaçağ’da yapılmış, bölgenin en değerli ulaşım arterlerinden biri. Kuleler yıkılmış olsa da köprü halen kullanılmakta. Geçerken görme şansınız olacak, bir küçük fotoğraf molasını hak ediyor.

Ayrca Hatay’da gezilmesi önerilen diğer yerler: Açana Höyüğü, Bakras Kalesi, Darb-ı Sak Kalesi, Sütunlu Liman, Şeyh Ahmet Kuseyri Cami ve Türbesi, Yayladağ Barleam Manastırı, Dörtyol Payas Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi olarak sıralanabilir ve eminiz ki çok daha fazlasıdır.