Denizli deyince benim aklıma hep horozu, Pamukkale ve nedendir bilmem rahmetli Özay Gönlüm gelirdi. Güney Ege’nin büyük bir o kadar sıcak şehri Denizli. Terminale indiğimde açıkça söylemeliyim ki otobüs yolculuğu çok yaparım, bence ülkemin en modern temiz ve en sistemli işleyen yeri burası. Cidden hayran kaldım diğer şehirlerimizinde darısı başına diyeyim.
Başlıklar
Gezilecek Yerler
Denizli Çınar
Şehrin kalbi horoz heykelininde bulunduğu Çınar diye adlandırılan semt. Burada kısa bir gezinti yapıp şehirle özdeşleşen Pamukkale’yi gezmelisiniz. Pamukkale’ye ulaşmak için terminalden 10 TL ödeyip her 20 dakikada bir kalkan Karahayıt araçlarına binerek ulaşabilirsiniz. Yol yaklaşık 15-20 dakika sürmekte. Araç sizi Pamukkale mahallesinde bırakıyor oradan 10 dakikalık bir yürüme ile travertenlerin olduğu bölgeye ulaşabilirsiniz. Girişte eğer müze kartınız yoksa 50 TL ödemeniz gerekiyor ki ben orada hemen müze kart çıkarmanızı öneririm.
Pamukkale Travertenleri
Burası gerçekten muhteşem bir doğa güzelliğine sahip. Havuzlarda sadece ayakkabınızı çıkarmanız koşuluyla yürüyebilirsiniz. Pamukkale teraslarının kaplıca suyu akan bir çok sıcak su kaynakları olması ilgi çekici. Beyaz travertenlerin üzerinde yürümek ilgi çekici olsa da acaba bu doğal güzelliği bence yok ettiğimizi düşünüyorum. Tepe noktaya ulaştığınızda artık Hierapolis Antik Kentinin sınırlarına girmiş bulunuyorsunuz.
Hemen sağ tarafta norma ücret 20 TL, müze kartlıların ücretsiz gezebileceği müzede lahitler, heykeller, küçük değerli eşyalar sergilenmekte. Hemen karşısında ise Antik havuz bulunmakta. Başlıca romatizmal, kalp damar hastalıkları ve cilt hastalıklarına iyi geldiği bilimsel olarak kanıtlanmış. Antik havuza girişin bedeli ise 50 TL.
Hierapolis Antik Kenti
Gelelim Hierapolis’e yaklaşık 2 kilometrekarelik bir alana yayılmış antik kent zamanında Kutsal şehir olarak adlandırılıyormuş. Hierapolis’in bir Frigya kenti olduğu düşünülüyor hatta adını Bergama’nın kurucusu Telephosun karısı Hiera’dan aldığı bilinmektedir. Bir çok deprem yaşayan antik kent yinede günümüze kadar önemli eserlerini sergilemeyi başarabilmiş. Antik kent zamanında Hristiyanlığın merkezi olarak bilinirmiş ki Hz. İsa’nın havarilerinden Aziz Filipus burada öldürülmüş ve mezarı hemen yamaçtaki kilisenin kalıntılarının dibinde yer almaktadır. Buranın hemen solunda ise muhteşem mimarisi ile Antik tiyatroyu ziyaret etmenizi isterim, tek kelime ile büyüleyiciydi. Antik şehrin diğer tarafındaki bazilika ve agora kalıntıları ise muhteşem.
Söylemeliyim ki Hierapolis ülkemde Bergama ile beraber en çok ilgimi çeken yer oldu. Pamukkale ve Antik kenti dolaşmak için 3-4 saatinizi alacağını bilmenizi isterim ki fazlasıyla detaylı gezmeyi hakediyor.
Karahayıt köyü
Buradan ise adını duyduğumda ilgimi çeken kırmızı suyu diye tabir edilen Karahayıt köyü. Son durakta minibüsten indiğinizde hemen 50 metre sonra göreceğiniz alan bir nevi sıcak termal su ama kırmızı felan akmıyor. Oradaki görevliye sorduğumda aslında kimse girmese akan su ile beraber çıkan tortu sayesinde su kırmızı oluyor dediğinde ilgimi çekti ama gelmişken ücretsiz termal suya ayaklarınızı sokabilirsiniz.
Leodikya Antik Kenti
Diğer bir merak ettiğim yer ise kazı çalışmaları devam eden belki de büyüklüğü nedeniyle ilgi çekici Leodikya Antik kentine yolumu düşürdüm. Denizli’den yaklaşık 5 km uzaklıkta olan Antik kente gelmek için yine buraya da Karahayıt araçları ile yol ayrımında inip 500 metre kadar yürüyebilirsiniz. Alternatif olarak çok sık seferleri olmasa da şehir merkezinden toplu taşıma otobüslerine binebilirsiniz. Antik kente giriş ücreti 20 TL ödeyebilir ya da müze kartınızla ücretsiz ziyaret edebilirsiniz. Leodikya kurulduğu dönemlerde Batı Anadolu’nun en büyük ticaret ve finans merkeziymiş.
Döneminin en zengin kenti ünvanınıda taşıyan Leodikya ise ismini Suriye kralı Antiochus’un karısından aldığı ve şehrin onun için kurulduğu bilinmekte. Zaten antik şehirde Suriye caddesinden de anlayacaksınız. Hala kazı çalışmalarının hızla sürdüğü antik kent 5 kilometrekarelik bir alana yayılmış. Bir çok noktaya kazı çalışmaları nedeniyle giremiyorsunuz fakat bitmiş halini çok merak ediyorum doğrusu.
Kaklık Mağarası
Denizli deyince akla gelenlerden biride Kaklık mağarası, buraya ulaşım terminalden Honaz ilçe minübüsleri ile ulaşım sağlayabilirsiniz. Mağarayı ziyaret ederken büyük bir traverten ile karşılacaksınız. Bu traverten suyunun ise cilde iyi geldiğide söylenmekte. Kuzeyine doğru ilerledikçe karşılaşacağınız şelaleler ise ilgi çekici. Şehir merkezinde ise İzmir Yunan işgali sonrasında ilk kurtuluş meşalesi bayram yerinde yakılmış.
Akhan Kervansarayı
Pamukkale Travertenleri ile ünü ülke hudutlarını aşan Denizli, bu tabii ve beyaz güzelliğinin yanında çoğu tarihi yapıtlarıyla de eğlenceli tek bulgu yolculuğu sunar.Akhan Kervansarayı, kent merkezine 8 kilometre mesafede bulunmakta. 13. yüzyılla tarihlendirilen Akhan, Selçuk Devleti komutanlarından Kara Sungur’un talebi üstüne inşa edilmiştir.Yapımında beyaz kesme taş kullanıldığı görülen kervansaray şu zamana kadar dayanıklı tek şeklinde gelebilmiş. Akhan, açık ve kapalı olmak suretiyle iki bölümden oluşmakta… Bilhassa avlusundaki geometrik süslemeler ilgi çeken ayrıntılar arasındadır.
Bayram Yeri Meydanı
Denizli’nin en canlı ve en kalabalık bölgelerini başında geliyor Bayramyeri Meydanı.Meydan etrafında çoğu mağaza, cafe ve lokanta bulunmak olup, meydanın içinde dinlenebileceğiniz banklar yer alıyor. Bayramyeri Meydanı belediyenin katkılarıyla defalarca kez genişletilmiştir.Tarihte de ehemmiyetli tek yeri bulunmaktadır bu meydanın. İzmir’in Yunanlar doğrulusunda işgal edildiği dönemde İzmir hariç ülkedeki ilk kurtuluş meşalesi bu meydanda yakılmıştır. Meşaleyi yakan Müftü Ahmet Hulusi Efendi’dir. Müftü Ahmet Hulusi Efendi’nin meydanda tek heykeli bulunmakta.Bu nedenden kaynaklı Bayramyeri Meydanı’nda her sene 15 Mayıs Denizli Ulusal Maç Günü kutlanmaktadır.
Denizli Ufo Müzesi
Öncelikle 2002 seneninde İstanbul’da açılan Ufo Müzesi, 2005 seneninde Denizli’ye taşınmıştır. Denizli Ufo Müzesi olarak anılmaya başlayarak ve kentin turizmini daha çok ilerletmek amaçlanmıştır. Müze, Denizli’nin ortasında yer alır.Denizli Ufo Müzesi Amerika, Japonya ve İngiltere’den ardından dünyanın 4. uluslararası Ufo Müzesi özelliğini taşımakla beraber Avrupa, Balkanlar ve Ortadoğu’da açılan ilk uluslararası Ufo Müzesi’dir. Müze’de dünya Ufo tarihçesi anlatılmaktadır. Bu arada hayvan kaçırma, mutasyon, insan kaçırma, uçan daire butonları gibi canlandırmalar yapılmıştır.Denizli tatiliniz esnasında kentin meşhur Pamukkale Travertenleri’ni, tarihi kalıntıları arasındaki Tripolis Antik Şehiri veTabea Antik Kenti’ni ziyaret ettikten ardından farklı tek yolculuk sunacak olan Denizli Ufo Müzesi’ni gezebilirsiniz.
Honaz Dağı Milli Parkı
Denizli’nin Honaz bölgesinde tespit edilen ulusal park, Ege bölgesinin en yüksek noktasıdır. Honaz Dağı Ulusal Parkı, nebat örtüsü bakımında epey zengindir. Bu nedenden kaynaklı botanikçiler noktaya kesif tek alaka göstermektedir. 964 tür bitkisinden 122 tanesi endemik nebatları oluşturur. Bu arada yabani hayvan adedi da epey fazladır. Yaban domuzu, tilki, tavşan, sansar, porsuk ulusal parktaki hayvan türlerinden yanlızca birkaçıdır.
Denizli tatilinizde Honaz Dağı Ulusal Parkı’nı ziyaret ederek bol oksijenli hava ile birlikte eğlenceli vakitler geçirebilirsiniz. Alanda tespit edilen tarihi kalıntıları da keşfetme olanağı yakalayacaksınız. Colossae Antik Kenti’nin kaya mezarları şu zamana kadar kadar ulaşmış tarihi yapıtlar arasındadır.
Denizlide Ne Yenir
Denizli’nin kendi gibi lezzetleri de güzel. Bu şehirden kilo almadan dönmek imkansız. Denizliye gelince böyle nefis lezzetler sunan iki önemli lezzeti denemeyelim mi. Kebapçı Enver, meşhur kuzu kebabının lezzetini konuklarına sunan yılların lezzet dükkanı. Sahibi Hüseyin abi etin lezzetini anlatırken tabi ben bir yandan tıkınıyorum ve kuzuya olan sevgim bir kat daha arttı. Tek kelime ile anlatıldığı kadar nefis. Pidesi de eti de lokum mübarek. Bir porsiyon 250 gram eti ve söğüşü ayranı ile beraber 50 TL. Öğlen 12 ile 3 arası lezzeti bulabilirsiniz yoksa kapıdan boş dönebilirsiniz uyarayım. E yemeği yedik üstüne tatlı gitmez mi ya. Dondurmalı irmik helvası, ilginç meyve tatlıları, trufları, çikolata ve lokumlarıyla beni benden etti Hacı Şerif.
Denizli‘de gezim boyunca diğer denediğim bir lezzet ise kale içinde Gagezoğlunda tahinli pide oldu, vallahi doyamadım. Seviyorum ben böyle nesilden nesile geçen işletmeleri, lezzetleri her daim kalıcı oluyorlar ve lezzetlerinden hiç bir zaman ödün vermiyorlar. Denizli’ye gelmişken meşhur Zafer gazozu içmeden dönmeyin derim, yanına fırından sıcak simitte buldu mu afiyette olursunuz Deneyememe rağmen methini duyduğum Denizli mantısını es geçmeyin derim.
Aslında Denizli bir cennet daha ziyaret edemediğim ama aracınız ile buraya yolunuz düşer ise ve bir kaç gün zamanınız var. Acıpayam ilçesi Dodurgalar kasabasındaki Keloğlan Mağarasını, Akhan Kervansarayı, Acıpayam ilçesindeki 13. yüzyılda ağaç işleme ile inşa edilen Yazır cami ve Güney ilçesindeki Güney şelalesi mutlaka ziyaret edilmesi gereken güzel yerler. Gelmişken yolunuzu ipeği ve kumaşıyla yüzyıllardır değer kazanan Buldan ilçesine düşecek.
Yorumlar