Başlıklar
Avusor Yaylası
Terk Edilmeyen Topraklar, Bambaşka Yaşamlar
Rize’de bulunan Avusor Yaylası, bölgenin büyük yaylalarından biri. Taş evlerle dolu yayla ilk bakışta savaştan yeni çıkmış gibi görünse de aslında Avusor, ilginç mimariye sahip yaylalarından bir tanesi. Çığ tehlikesi yüksek olduğu için genellikle taş evler tercih edilmiş. Yöredeki çoğu yayla gibi burada da aslı amacı olan hayvancılık azalmış, köylülerin ve şehre göç eden yerlilerin yazlığı haline dönüşmüştür.
Rize’de etnik olarak ayrılan Hemşin ve Laz olarak iki ayrı halk bulunmakta. Avusor Yaylası da bir Laz yaylası. 2300 rakımda bulunan yaylada iki tane bakkal, bir adet de pansiyon bulunuyor. Bakkaldaki ürünler oldukça sınırlı, yanınızda atıştıracak bir şeyler getirmenizde fayda olabilir, ama gelmişken buradan ufak da olsa alışveriş yapmayı atlamayın ki yaşasın.
Avusor ne demek? sorusu doğal olarak yayla yolunda da akla geliyor. Bölgedeki isimler de tarihler de hep bir karmaşa konusu, buraların yazılı tarihi hep bir muamma. Bir rivayete göre Lazlar bu yaylayı Ermenilerden 200 yıl önce satın almıştır, ama bölgedeki birçok yayla gibi Avusor isminin de kökeni Ermenicedir. Ermenice kum avaz, zor da vadi demekmiş ve bunların birleşimi ile Avusor kum vadisi anlamına gelmektedir.
Avusor Yaylası’na gelenler için klasik rota, yürüyerek yaklaşık 1-1,5 saatte ulaşılan ve 2 km uzaklıktaki Avusor Gölü. Bölgede birçok adı olsa da biz Avusor Gölü diyelim en azından. Tırmanışı az olan ve belirgin bir patikadan ulaşılan yolun tarifi için yayladakiler seve seve yardımcı olacaktır. Yayladan patikaya ulaştıktan sonrası ise oldukça rahat. 1,5 saatlik yürüyüş sonrasında da, bir tepenin yamacında bulunan kalp şeklindeki Avusor Gölü’ne ulaşılıyor. Yaklaşık 2650 metre rakımdaki buz gibi göle ayağınızı sokmak insanın tüm yorgunluğunu alıyor.
Bizim gibi yöreye de yöre insanına da yabancı olanlar için her an ilginç sürprizlerle karşılaşmak mümkün. Yaylada sohbet ettiğimiz Cumhuriyet gazetesine göz atarken bize yaylanın geçmişini ve biraz da neden gelişemediğini anlatan amcayla sohbet ederken, yöresel kıyafetleri ve tüm sıcakkanlılığla size çay ikram eden, halinizi hatrınızı soran teyzelerle karşılaşmak mümkün. Diğer tarafta da bir türlü alışamadığımız, büyük bir keyifle havaya silah sıkan abiler. Yaylalarda doğayla huzur bulurken, bambaşka insan hikayelerine şahit olmak da yolculuğun bir parçası.
Avusor Yaylası’na Nasıl Gidilir?
Ayder’den 11,5 km’lik toprak ve oldukça zorlu bir yolla yaklaşık 45 dakikada Avusor Yaylası’na ulaşılmaktadır. Bu yolculuk için altı yüksek bir araba şart. Ayder-Avusor arası yolda birçok küçük yerleşimden geçilmektedir. Sırf bu yol boyunca karşılaşılan zorlu ve ilginç yaşamı gözlemlemek bile özel bir deneyim.
Ayder’den Avusor Yaylası’na günübirlik minibüs seferleri de bulunmaktadır. Yıllardır bu yollarda direksiyon sağlayan Avni Durmuş, “I of the Tayyar” yazılı minibüsü ile Avusor’a ve yol boyunca dizili köylere hayat taşımaktadır.
Yayla köylerine, Ayder’den ekmek ve sebze taşırken, köylerde üretilen süt, peynir ve yoğurtları da aşağı indirmektedir. Yol boyunca ekmek bekleyen insanlara ekmek taşıyıp, dağlık evlerin makaralı teleferik sistemlerine 2 ekmek bıraktıktan sonra insan yaşadığımız konfordan bambaşka hayatlarla yüzyüze geliyor. Gerçekten sadece bu minibüste yaşanan alışverişi ve onlarca insana hayat taşımasını seyretmek bile bu yolculuğa değer.
Minibüs günde bir sefer sabah saatlerinde yaylaya çıkıp akşamüstü de dönmektedir. Bu yüzden plan yaparken Avni Bey’i sabahtan aramakta fayda var. 2015 yılı itibariyle minibüsün tek yön fiyatı 10 TL.
Avusor Yaylası’nda Konaklama
Avusor Yaylası’nda yayla evlerinin biraz dışarısında, insanları rahatsız etmeyecek şekilde serbestçe çadır atılabilir. Ağustos ayında bile geceleri oldukça soğuk olacağı için donanımlı olmak şart. Yaylada ayrıca Simge Pansiyon adıyla bir tesis de bulunmakta. Tüm yaylalar için önerdiğimiz gibi buranın sessizliğinde de bir gece geçirmek keyifli olacaktır.
Yorumlar