Akdamar Adası Hakkında Her Şey ve Akdamar Kilisesi Tarihi
Akdamar Adası Bilgiler, Akdamar Kilisesi Ulaşım ve Gezi Notları
Van gezisi sırasında en çok etkilendiğimiz, en zevk aldığımız durak Van Gölü’nde bulunan, gölün ikinci büyük kara parçası Akdamar Adasıydı. Ahdamar Adası (Ahtamar, Ağtamar…) isimleriyle de anılan ada, bölge insanının Van Denizi dediği gölde Van’ın Edremit – Gevaş ilçelerine doğru kıvrılan koya yakın, kıyıdan 4 km. kadar mesafede, eşsiz bir manzaraya sahip. Ortaçağ Ermeni mimarisinin en önemli eserlerinden tarihi Akdamar Kilisesi’ne de ev sahipliği yapan ada, günümüzde tümüyle açık hava müzesi. Van’da görülecek yerler arasında en önemlisi.
Van gezisi sırasında Akdamar Adası’na mutlaka gidin, tarih ve doğayı bir arada görün deriz. Gitmeden de geniş notlarımızla Akdamar’a nasıl gidilir sorunuza alternatifleri sunalım, coğrafya kadar tarih açısından da önemli olduğu için kısaca Akdamar Adası tarihini de naçizane anlatmaya çalışalım. Gitmişken bilerek görmesi güzel oluyor.
Akdamar Adası Efsanesi: Tamara’nın Hikayesi
Aman da aman memleketimizde ne zaman bir su kenarında yapı olsa bunun hemen bir aşk hikayesi olur malumunuz. Mersin Kızkalesi, İstanbul Kız Kulesi v.s. benzer hikayelere sahiptir ve genelde kötü sonla biten bu hikayeler sanırım zamanında tarih anlatımı yerine tercih edilen masallarken günümüzde turizme kazandırılmış durumda. (Aslında benzer durum çoklu kültür yapısına sahip ülkelerde de sık görülüyor. Mesela Batum‘da da Ali ile Nino’nun hikayesi var ve buralarda hiç değişmeyen bu aşkı yaşayan kişilerin farklı ırklardan olan imkansız aşkları)
Neyse, Akdamar adasına ismini veren Tamara (Ak Tamara) kimi kaynaklara göre bir keşişin, kimine göre bir papazın, kimine göre de hem keşiş hem papaz olan bir adamın tabii ki güzeller güzeli kızıdır. Van’da yaşayan tüm erkeklerin hayran olduğu bu kız gönlünü bir Türk’e kaptırır. Tabii ki yağız, yakışıklı olan bu Türk genciyle gizli gizli buluşmalar başlar. Tüm Van’da dillere destan olan bu aşkı engellemek isteyen kız babası kızını da yanına alıp adada yaşamaya başlar. Kilise de bu sebeple inşa edilir. (Hadi canım)
Bizim oğlan her gece adaya gelir, sabaha kadar muhabbet ederler (hmmm!) ve gün ağarırken tekrar yüzerek adadan ayrılır. Akşamları Ahdamar Adası‘na tekne ile gidemeyeceğine göre çocuğun yüzüş rotası üzerinde bizim Tamara kız adayı göstermek için ona fener koyar.
Bunu fark eden baba fırtınalı bir gün fenerin yerini değiştirir, adanın en dik, dertli kısmına taşıdığı feneri, genç yaklaştıkça yer değiştirerek türlü türlü çakallık yapar. Sürekli ışığa doğru yüzen genç bir türlü adaya ulaşamaz ve karanlık gölün, dalgalı sularında yüzdükçe yorulur, yorgunluğun sonunda da kuvvetli bir dalganın yükseltmesiyle dik kayalara çarparak yaralanır. (oha! Van Gölü değil, Atlas Okyanusu Porto kıyıları) Yaralı halde çığlık çığlığa “Ah Tamara, ah Tamara” diye inler. (Tahmin ettiğiniz gibi bu da adanın ismi olur) Yerel birkaç arkadaşın dedelerini hikaye kesmemiş olacak ki, bu veryansını duyan Tamara’nın da suya atlayarak birbirlerine kavuştuklarını söylüyor. Bu da Ah Tamara efsanesinin iyice ileri boyutu. Hikayeyi Türkler kadar Ermeniler de benimsemiş. Ermeni şair Tumanyan’ın bu efsane yönünde yazılı kaynakları da bulunuyormuş.
Masallar, hikayeler bir yana; Akdamar adasının ismi, Arapça “yüksek, kabartı, tümsek” anlamlarını karşılayan “ğmr” kökünden türeme Ağtamar ismi Ermeni Rştuni sülalesinin adayı ve bölgeyi kaybettiği 908 yılından sonraki kaynaklarda bulunuyormuş.
Akdamar Adası’na Nasıl Gidilir
Öncelikle Van’a gitmeniz gerekli elbette. 🙂 Bunun için Van Gezi notlarımızı okuyabilirisiniz. Van’dan Akdamar Adası’na ulaşım için şehrin çeşitli yerlerinden tekneler var. Mevsime göre, genelde yarım saatte bir kalkan teknelerden, biz Adaya yolculuk mesafesi yakın ve Van gezi rotamızda yolumuzun üstü olduğu için ‘Gevaş’tan binmeyi tercih ettik. Gevaş – Akdamar adası tekne ücreti gidiş dönüş 15 TL. Öğrenci 10 TL. Yol 20 dakika kadar sürüyor, dönüşte denk gelen istediğiniz tekneye binebiliyorsunuz. Aynı şekilde Van merkezde de Edremit ilçesindeki iskeleden ulaşım mümkün. Edremit İskele Akdamar arası tek yön yarım saati biraz geçiyor.
Van – Bitlis yolu üzerinde ‘Gevaş Akdamar iskelesi’ diye navigasyonla rahatlıkla bulacağınız iskele; Gevaş sınırından çıktıktan sonra. Bir de Van merkeze doğru, buradan 7 km. geride bir restoranın önünde tekneler var, daha az sefer olabileceği sebebiyle onu tercih etmedik.
Dönüşte geldiğiniz iskeleye göre teknenize binmeye dikkat edin, her iskele gelinen konuma göre farklı bir hatta hizmet veriyor. (Adanın önü, arkası diyebiliriz.)
Akdamar Adası Giriş Ücreti
Akdamar Adası ve Kilisesi, Kültür Bakanlığı koruması altında bir açık hava müzesi. Adanın her iki tarafındaki iskeleler önünde de gişeler var ve Akdamar Adası giriş ücreti 10 TL. Müze kart geçerli.
Adada küçük ihtiyaçlar için hizmet sunan bir cafe bulunuyor. 2017 yaz sezonu fiyatları; Çay 2 TL, dandik üçü bir arada kahve 6 TL, su 1 TL, dandik mıknatıslı magnetler 4-6-10 TL şeklinde. Tost ve bisküvi çeşitleri de bulunuyor. Akdamar Adası’nda yemek yok.
Akdamar Kilisesi’nin Tarihi
Gerçekten tarihi bir mekan olan kilise, mimari olarak da çok özel bir eser. İnanç turizmi açısından aktif olarak kullanılamıyor olsa da, genel manada Doğu Anadolu’nun en turistik noktası listelenirse ilk onda kendine yer bulur. Tümünden çok keyif aldığımız Van seyahatimizin de içinde bulunduğu Ahtamar Adası’yla birlikte en güzel duraklarındandı.
Surp Haç Kilisesi olan eserin yapılış amacı “koruma ve korunma” 7. yüzyılda Kudüs’ten İran’a bir parçası kaçırılan “Hakiki Haç”ın bu kısmını korumak için Kral Gagik’in emriyle Van Gölü’ndeki adaya inşa edilen kilise, Ermeni Mimarisinin Ortaçağ’daki zirvelerinden kabul ediliyor. Kırmızımsı bir taştan inşa edilen Akdamar Kilisesi’nin mimari özelliklerinde ilk öne çıkan, günümüze kadar korunmuş olan rölyefler. Kilisenin dört tarafında (tabelalarla da güzel anlatılmış) bulunan rölyeflerdeki işlemeler İncil’den alınan sahneleri temsil ediyor.
Akdamar Adası’nda Ne Var?
Güzel soru. Bu soruyu 11 yaşındaki kuzeni sordu Akdamar’a gideceğimizi duyunca. Ona daha farklı anlattık ama şöyle özetleyebiliriz, mevsimine göre sakin bir suda seyreden teknenin ulaştığı iki kıyıda birden önce Müze Kart gişesi var. Sonra güzel düzenlenmiş, peyzajlı alanda tarihi Akdamar Kilisesi ve kilisenin etrafındaki yapıların kalıntıları var, bir cafe var, adanın devamında da doğa hakim. Kilisenin ilerisinde de manzara tepesi var ki Van şehrini ve doğu ilçelerini görmek mümkün. Manzara mis. Üşenmeyenlere dik bir tepe var, gençler çıkıyor, takılıyor. Akşamları da dönüş zorunlu, Akdamar adasında konaklamak mümkün değil. Ayrıca -kişisel yorum terör sebebiyle olabilir- Van’da pek göremediğimiz ağaçları adada bulmak mümkün. Ahdamar Adası oldukça ağaçlıklı yeşil bir alan.
Yaşar Kemal’e Saygıyla
Akdamar Adası’nın tarihini anlatırken elbette yüzyıllarca süren hikayeleri dinlemek, araştırdıkça okumak mümkün biz çok hakim değiliz, turistik olarak bilmemiz gerekenleri öğrendiğimizi ve klavyemiz döndüğünce anlattığımızı düşünüyorum. Ancak bir olay önemli. 1950-51 yıllarında hükümet kararıyla Doğu’daki birçok Ermeni anıtı gibi Akdamar Kilisesi için de yıkım kararı verilmiş. Dönemin Adanalı genç gazetecisi, günümüz Türkiyesi’nin en büyük edebiyatçılarından Yaşar Kemal, muhteşem bir tesadüfle Van vapurunda denk geldiği bir doktor yüzbaşından Kilise’nin yıkılacağı haberini öğrenir, dönemin emir kulu Valisi ve yerel bir gazetecinin yardımıyla Cumhuriyet Gazetesi’nden Nadir Nadi’ye ulaşır ve onun aracılığıyla dönemin Milli Eğitim Bakanı Avni Başman yıkımı durdurur. 25 Haziran 1951’de yanındaki şapel yıkılmış olsa da Akdamar Adası kurtulmuştur.
2005-07 arasında Türkiye – Ermenistan ve Türkiye Ermenileri ilişkilerinin güçlendirilmesi hedefiyle AKP Döneminde Ertuğrul Günay’ın Kültür Bakanlığı himayesinde 1,5 milyon dolara restore edilen kilise ve civarı en son 2011 Van Erçiş Depremi’nde hafif yaralanmış olarak günümüzde ayakta ve bizleri bekliyor. Deniz büyüklüğünde mis gibi Van Gölü’nün ortasında kuşlara ve ziyaretçilerine keyifli bir mola sunuyor.
Yorumlar